BİYOLOJİK ATIKSU ARITMA TESİSİ
Besi maddelerinden azot ve fosfor, arıtılmış atıksuların deşarjında önemli parametrelerdendir.
Azot ve fosforun deşarj edilmesi, göl ve rezervuarlarda ötröfikasyonu hızlandırır ve sığ sularda
köklü sucul bitkilerle beraber alg büyümesini teşvik eder. Estetik olmayan görünümüne ilave
olarak, alg ve sucul bitkilerin varlığı özellikle su temini, balık üretimi ve eğlence amaçlı
kullanım gibi su kaynağının faydalı kullanımlarını engeller.
Azotun yüksek konsantrasyonlarda deşarjının sebep olduğu diğer zararlı etkileri;
olarak sıralanabilir. Bu nedenle azot ve fosforun kontrolü su kalitesi yönetiminde ve atıksu arıtma sistemlerinin tasarımında büyük öneme sahiptir. Besi maddelerinin kontrol stratejileri, azot ve fosforun giderim ve kontrolünü içermekte olup bu bölümde detaylı olarak incelenecektir.
Besi maddelerinin kontrol stratejisinin seçiminde, ham atıksu özelliklerinin belirlenmesi,
mevcut arıtma sistemi ve istenen besi maddesi kontrol seviyesi önemli faktörlerdendir. Ayrıca,
mevsimsel değişimlere paralel olarak yıl boyunca besi maddesi gideriminin değişimi de dikkate
alınmalıdır. Besi maddesi kontrolünü amaçlayan yaklaşımlar, ilave proses yapılmasını veya
mevcut biyolojik arıtma sisteminin besi maddesi giderecek duruma getirilmesini hedefler.
Yaklaşım seçimi ise deşarjda istenen standartlara ulaşabilmeye, işletmenin esnekliğine ve
maliyete bağlıdır.
Kimyasal, fiziksel ve biyolojik sistemlerin ilavesi ile mevcut arıtma sistemlerinde besi
maddelerinin deşarjı kontrol edilebilmektedir. En çok kullanılan ilave prosesler, azot giderimi
için amonyak oksidasyonu ve biyolojik nitrifikasyon-denitrifikasyon, fosfor giderimi için ise
kimyasal çöktürmedir. Ayrıca, fosforun yalnız veya azot ile birlikte giderimi için yeni biyolojik
prosesler geliştirilmiştir. Bu prosesler, kimyasal kullanımının az olmasından veya hiç
kimyasala ihtiyaç duyulmamasından dolayı tasarımcılar ve işletmeciler tarafından tercih
edilmektedir. Son yıllarda, özellikle artıma tesislerini yan akımlarından tesis başına dönen
azotun giderimine yönelik yenilikçi azot giderme prosesleri geliştirilmiştir.
Ham atıksuda bulunabilecek farklı azot formları aşağdaki şekilde gösterilmiştir. Azot evsel atıksularda genelde amonyak ve organik azot olarak bulunur. Azotun nitrit ve nitrat formları ise bazı endüstriyel atıksular haricinde evsel atıksularda yok sayılabilecek kadar az bulunurlar. Azot formlarından çözünmüş organik azot, atıksuda daha çok üre ve aminoasit halinde bulunur. Katı formdaki organik azot ise protein gibi kompleks organik maddelerin içinde bulunur ve özellikle ön çökeltim ile giderilen organik madde ile birlikte kısmen giderilir. Biyolojik arıtma sırasında, organik azotun birçoğu amonyum ve diğer inorganik formlara dönüşürken amonyumun bir kısmı da mikroorganizmalar tarafından hücre sentezinde kullanılır. Bu nedenle, konvansiyonel biyolojik arıtma (sadece karbon giderimine yönelik) ile toplam azotun en fazla %30’unun giderildiği söylenebilir.
Ham atıksuda bulunabilecek farklı azot formları.
Fosfor atıksularda çözünmüş ve partiküler halde bulunabilir. Çözünmüş fosfor
genelde inorganik formunda olup, büyük oranda ortofosfattan oluşur. Organik fosfor ise
atıksudaki organik maddelerin içerisinde bağlı olarak bulunur ve genelde partiküler formdadır.
Partiküler inorganik fosfor ise fosforun atıksudaki diğer iyonlarla yaptığı ve çözünürlüğü düşük
katılardır (ör: FePO4, Al3(PO4)2, MgNH4PO4 gibi). Evsel atıksularda toplam fosforun %’u
kadarı partiküler fosfor olup, bunu bir kısmı ön çökeltim prosesi ile giderilir. Mikroorganizma
tarafından hücre sentezinde kullanılan miktar hariç, kalan çözünmüş fosforun konvansiyonel
biyolojik arıtma ile giderimi oldukça zordur.
Ham atıksuda bulunabilecek farklı fosfor formları.
Nitrifikasyon, atıksuda mevcut amonyum (NH4+) iyonlarının bakteriler tarafından önce nitrite
sonra da nitrat iyonlarına dönüştürülmesidir. Amonyumu nitrite oksitleyen bakteri türleri Nitrosomonas ve Nitrosococcus olarak bilinmektedir.
İlk basamakta nitrite (NO2-) oksitlenen amonyum iyonları, ikinci basamakta Nitrobakter tarafından nitrata (NO3-) dönüştürülür.
Ototrofik nitrifikasyon bakterileri büyüme ve hücre metabolizması için gerekli bütün enerjiyi,
inorganik azot bileşiklerinin oksidasyonu sonucu açığa çıkan serbest enerjiden sağlarlar. Hücre
büyümesi için gereken karbon kaynağını ise karbondioksitten veya bikarbonattan elde ederler.
Birinci adıma (nitritasyon) ait enerji reaksiyonu,
Nitrifikasyon prosesleri, karbon oksidasyonu ve nitrifikasyon reaksiyonlarının birlikte veya
ayrı meydana gelmesine bağlı olarak sınıflandırılır. Karbon oksidasyonu ve nitrifikasyonun bir
reaktör içinde meydana gelmesi durumunda sistem “birleşik (tek çamurlu) sistem” olarak
adlandırılır. “Ayrık (çok çamurlu) sistem”de ise karbon oksidasyonu ve nitrifikasyon farklı
reaktörlerde meydana gelir ve heterotrofik ile ototrofik mikroorganizmalar bir arada
bulunmazlar. Tek ve çift çamurlu nitrifikasyon sistemleri aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
Tam karışımlı reaktörlerde karbon oksidasyonu ve nitrifikasyon prosesleri a) bileşik tek çamurlu sistem, b) ayrık sistem
Tek çamurlu sistemlerde karbon gideriminden sorumlu heterotrofik bakteriler ve nitrifikasyon
yapan ototrofik bakteriler aynı reaktörde bulunur. Nitrifikasyon bakterileri hemen hemen bütün
aktif çamur proseslerinde bulunurlar ancak sayıları oldukça azdır. Nitrifikasyon prosesi, ardışık
kesikli, tam-karışımlı, piston akımlı, uzun havalandırmalı aktif çamur sistemi gibi birçok
konfigürasyonda gerçekleştirilebilmektedir. Ancak, nitrifikasyon prosesinin bu
sistemlerde gerçekleşmesi gerekli çevre şartlarının ve işletme parametrelerinin nitrifikasyon
bakterilerine göre ayarlanmasıyla gerekmektedir. Örneğin, ılıman iklimlerde artan nitrifikasyon
hızı ve artan çamur miktarı daha fazla hava gereksinimini de beraberinde getirir. Buna karşın
düşük sıcaklıklarda nitrifikasyon bakterilerinin sistemde çoğalmasını sağlayabilmek için çamur
yaşının arttırılması gerekebilir. Böylece mevsimsel olarak önlem alınması gerekebilir. Karbon
giderimi ve nitrifikasyonun birlikte gerçekleştirilebileceği bazı aktif çamur sistemleri için tipik
tasarım parametreleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Karbon oksidasyonu ve nitrifikasyon yapan aktif çamur prosesleri için tipik tasarım parametreleri
Tek çamurlu nitrifikasyon sistemleri a) tam karışımlı, b) piston akımlı, c) kontakt stabilizasyon, d) oksidasyon hendeği
Nitrifikasyon prosesi mikroorganizmaların bir yüzey üzerinde tutunmasına dayalı biyofilm
reaktörlerde de gerçekleştirilebilir. Damlatmalı filtre ve dönen biyodisk sistemleri, karbon
oksidasyonu ve nitrifikasyonun beraber meydana geldiği biyofilm sistemlerine örnektir.
Tam karışımlı sistemlerde olduğu gibi, biyofilmli sistemlerde de nitrifikasyon için
tasarım ve işletme şartları önemlidir. İşletme parametrelerine örnek olarak organik yükleme
verilebilir. Yüklemenin (F/M’in) azaltılmasıyla nitrifikasyon artacaktır. Bu nedenle bu tip
sistemler genelde kademeli olarak tasarlanır ve kullanılırlar. Ön kademedeki reaktörler özellikle
karbon giderimini, son kademedeki reaktörler ise nitrifikasyonu gerçekleştirir.
Nitrifikasyon için kullanılan biyofilm prosesler a) damlatmalı filtre, b) döner biyodisk
Damlatmalı filtrelerde kullanılan dolgu malzemelerinin özgül yüzey alanları
Damlatmalı filtreler için tipik akım şemaları
Döner biyodiskler için tipik akım şemaları
Askıda çoğalan ve biyofilm sistemlerin her ikisi de ayrık veya birleşik nitrifikasyon prosesi için
kullanılabilmektedir. Nitrifikasyonun ayrı reaktörde gerçekleştirilmesi, büyük bir proses
esnekliği ve emniyeti sağlamaktadır. Karbon giderimi ve nitrifikasyon prosesleri birbirlerinden
bağımsız olarak işletilebilmektedir ve bu sayede her iki proses de ayrı ayrı optimize
edilebilmektedir. Ayrıca, nitrifikasyon bakterileri için toksik olabilecek organik bileşiklerin
potansiyel etkisi de karbon oksidasyonu sırasında azaltılabilmektedir.
Aşağıda gösterilen sistemde ise, birinci tanka yüksek F/M oranında yükleme
uygulanabileceğinden bu tankın hacmi daha küçük yapılabilmektedir. Fakat bu durumda sistem
yük değişimine karşı daha hassas bir duruma gelmektedir. Bu tip reaktörlerde daha çok çamur
oluşur. Ancak, her iki tanktaki çamuru birbirlerinden ayrı tutmak için ek bir çökeltme havuzu
yapılmaktadır. Bu sisteminin en önemli faydası nitrifikasyon veriminin yüksek olmasıdır.
Özellikle gelen atıksuda toksik madde bulunma ihtimali varsa bu sistem daha faydalı
olmaktadır. Çünkü toksik bileşiklerin ilk havuzda giderilmesi veya etkisini kaybetmesi söz
konusudur. Böylece tesisin ikinci bölümünde yer alan nitrifikasyon bakterileri korunmuş olur.
Ancak, bu sistemlerde ara kademe çökeltim havuzları gerekeceğinden ilk yatırım maliyeti tek
çamurlu sistemlere göre daha yüksek olur.
Tam karışımlı reaktörlerde karbon oksidasyonu ve nitrifikasyon prosesleri, ayrık sistem
Atıksudaki azot biyolojik olarak iki adımda giderilir. Birinci adımda amonyum havalı ortamda
nitrata dönüştürülürken (nitrifikasyon) ikinci adımda nitrat azot gazına dönüştürülür
(denitrifikasyon). Denitrifikasyon metanol ilavesi veya uygun organik maddelerin karbon
kaynağı olarak kullanımı ile ayrı bir reaktörde veya birleşik nitrifikasyon-denitrifikasyon
sistemlerinde yapılabilmektedir. Biyolojik nitrifikasyon-denitrifikasyon prosesi, aşağıdaki
sebepler dolayısıyla azot gideriminde kullanılan en yaygın metotlardandır.
Denitrifikasyon prosesi heterotrofik bakteriler tarafından gerçekleştirilir. Bu proseste organik
madde elektron kaynağı, nitrat ise elektron alıcı olarak kullanılır. Farklı karbon kaynakları için
denitrifikasyon stokiyometrisi aşağıdaki gibidir;
Atıksu içerisindeki organik madde:
Karbon oksidasyonu, nitrifikasyon ve denitrifikasyon tek sistem içinde gerçekleştirilebilir.
Nitrifikasyon yapıldıktan sonra denitrifikasyon yapılması sistemde oksijen tasarrufu sağlar.
Ayrıca uygun konfigürasyonun kullanılması halinde denitrifikasyon için ilave karbon
kaynağına gerek kalmaz. Nitrifikasyon-denitrifikasyonun gerçekleştirildiği aktif çamur
prosesleri önde denitrifikasyon, sonda denitrifikasyon ve simultane denitrifikasyon sistemleri
olarak gruplandır. Azot giderimi için sık kullanılan aktif çamur sistemlerinin tipik tasarım
kriterleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Önde denitrifikasyon proseslerinin en önemli avantajı atıksudaki organik maddelerin
denitrifikasyon amacıyla kullanılabilmesi ve ilave karbon kaynağına ihtiyaç duyulmamasıdır.
Bu sistemlerin en önemlileri Modifiye Ludzack-Ettinger Prosesi (MLE) ve dört basamaklı
Bardenpho prosesleridir. Bu sistemler ile atıksudaki toplam azotun %60-80’i
giderilebilmektedir. Nitrat giderme verimi atıksudaki mevcut organik madde miktarına ve nitrat
geri devir oranına bağlıdır.
MLE prosesi en çok kullanılan azot giderme proseslerinden biridir. Aerobik bölgede
üretilen nitrat azotunun sistemin başına geri devrettirilmesi (içsel geri devir) ile nitratın
atıksudaki organik maddeden yararlanılarak giderilmesi esasına dayanır. İçsel geri devir oranı
giriş atıksu debisinin 2-4 katıdır. Atıksuda yeterli organik madde bulunması ve anoksik
bölmenin uygun hacimde tasarlanması halinde çıkışta 4-7 mg NO3-N konsantrasyonlarına
inilebilir. Sadece karbon giderimine yönelik konvansiyonel aktif çamur sistemleri bu proses
uygun olarak kolayca modifiye edilebilir ve çıkış azot konsantrasyonları düşürülebilir.
Dört basamaklı Bardenpho prosesinde denitrifikasyonun olabilmesi için karbon kaynağı olarak
hem atıksudaki karbon, hem de içsel solunum sonucu açığa çıkan karbon kullanılır. Bu
bakımdan 4 basamaklı Bardenpho prosesi hem önde hem de sonda denitrifikasyon yapılan bir
sistemdir. Karbon oksidasyonu, nitrifikasyon ve denitrifikasyon için havuzda ayrı bölümler
kullanılır. Atıksu öncelikle anoksik olan denitrifikasyon reaktörüne girer. Bu reaktöre aynı
zamanda karbon oksidasyonu-nitrifikasyon reaktörü çıkış suyu da geri döndürülerek
verilmektedir. Atıksudaki karbon, geri döndürülen sudaki nitratı denitrifiye etmek
için kullanılır. Organik yükleme yüksek olduğundan, denitrifikasyon da hızlıdır. Atıksudaki
amonyum ilk anoksik ortama girmektedir ve hiçbir değişime uğramadan sistemdeki ilk
havalandırma tankına gelir. Bu tanktan çıkan nitrifiye olmuş atıksu, ikinci anoksik reaktöre
girer. Bu ikinci reaktörde içsel solunum ile karbon sağlanır ve denitrifikasyon gerçekleştirilir.
İkinci havalı reaktör nispeten küçük olup, azot gazının ortamdan uzaklaştırılması ve içsel
solunum sonucu açığa çıkan amonyağın nitrifiye edilmesi için kullanılır. Bardenpho presesinin
geliştirilmiş şekli olan beşli reaktör sistemi de azot ve fosforun birlikte arıtımı için
kullanılmaktadır.
Simultane denitrifikasyon sistemleri karbon oksidasyonu, nitrifikasyon ve denitrifikasyon
proseslerinin aynı ortamda gerçekleştirildiği sistemlerdir. Bu tip sistemler oksijenin aktif çamur
flokları içerisine difüzyonu esasına dayanmaktadır. Buna göre flok merkezine doğru oksijen
tükenerek anoksik şartlar hakim olur ve denitrifikasyon gerçekleşir. Bu sistemlerin en önemli
örneği oksidasyon hendekleridir. Oksidasyon hendeği gibi sistemlerde kesikli havalandırma ve
oksijen kontrolü uygulaması ile tek reaktör içerisinde karbon giderimi, nitrifikasyon ve
denitrifikasyon proseslerini gerçekleştirilebilir. Oksidasyon hendeği akış şeması yukarıda
verilmektedir. Ayrıca, ardışık kesikli reaktörlerde de işletme şartları (havalandırma, besleme
süreleri) ayarlanarak simultane denitrifikasyon prosesi gerçekleştirilebilir.
Oksidasyon hendeğinde atıksu fırça tipi hareketli yüzeysel havalandırıcılar ile ya da reaktörün
belirli bölgelerine döşenen difüzörler ile havalandırılır ve kanalda hareket etmesi sağlanır.
Hendekte havalı bölüm havalandırıcının arkasında, anoksik bölüm ise havalandırıcının
önündedir. Havalandırıcının dönüş hızı ve hareket hızı kontrol edilerek sudaki oksijenin
istenilen seviyede kalması sağlanır. Son yıllarda, oksidasyon hendeklerinde fırça tipi yüzeysel
havalandırıcılar yerine tankın belirli bölgelerine döşenen difüzörler kullanılmaktadır. Buna
göre difüzör döşenen bölgeler havalı, diğer bölgeler ise anoksik olur. Anoksik bölgelere
yerleştirilen yavaş hızlı karıştırıcılar ile aktif çamurun askıda kalması ve akımın yönlendirilmesi
yapılır.
Sonda denitrifikasyon sistemleri karbon kaynağının dışarıdan eklenip
eklenmemesine göre ikiye ayrılabilir. Denitrifikasyon prosesi için gerekli karbon metanol,
asetat gibi kolay ayrışabilen organik maddelerin sisteme dışarıdan eklenmesi ile sağlanabilir.
Ancak, bu durum işletme maliyetlerini oldukça arttıracaktır. Teorik olarak 1 g nitrat azotunu
giderebilmek için 4,8-6,6 g KOİ’ye ihtiyaç duyulmaktadır. Dışsal karbon kaynağı olarak
kullanılabilecek ucuz karbon kaynaklarının, örneğin endüstriyel atıksular, fermantasyon atıkları
gibi, bulunması halinde işletme maliyetleri düşürülerek yüksek nitrat giderme verimlerine
ulaşılabilir. Ancak, dışarıdan karbon kaynağı eklenirken karbonun fazlasının çıkış suyu
kalitesini olumsuz etkileyebileceğinden sistem çok iyi optimize edilmelidir. Sonda
denitrifikasyon sistemlerinde dışsal karbon yerine mikroorganizmanın içsel solunumu sonucu
açığa çıkan karbon da kullanılabilir. Ancak, içsel solunum ile denitrifikasyon hızı oldukça yavaş
olduğundan, yeterli denitrifikasyon verimini elde edebilmek için anoksik reaktörün hacmi çok
büyük olmalıdır. Ayrıca denitrifikasyon ile açığa çıkan azot gazının son çökeltim havuzu
verimini azaltmaması için anoksik bölmenin çıkışında kısa süreli (10-20 dakika) bir
havalandırma yapılarak azot gazının floklardan uzaklaştırılması gerekebilir.